21 Kasım 2013 Perşembe

saat üç.

Saat gece yarısını üç saat geçmiş. Havada keskin bir ayaz. Sıcak odamda, hırkama sarılmış, dışarıdan gelen sesleri arıyorum merakla. Camı açtım, soğuk vurdu önce yüzüme şamar gibi. Sonra sesin sahibini gördüm. İki tekerlekli, beyaz yamalı çuval geçirilmiş bir araba ve boyundan büyük bu arabayı çeken bir genç...

Saat gece yarısını üç saat geçmiş.

Ben yanına yaklaşmaya korkarken, beline kadar sokuyor kendini çöp varillerinin içine. Karıştırıyor elleri üşüyerek, poşetleri açıyor. İki parça teneke, üç parça plastik için belki. Her bir varili karıştırıyor arabasını ağırlaştırabilmek için.

Ne tuhaf. Belki yaşımız bile aynı. Ben kollarımı bağlamışım, camdan onu izleyerek düşünüyorum. Onun ise tek derdi var: iki parça teneke, üç parça plastik. Ben içerdeyim, o ise ayazda...

Saat gece yarısını üç aaat geçmiş. Şartlar, sorumluluklar, omuzlardaki yükler, seçimler, adalet... Gerçek hayatın zorluğu hangimizin tarafında?


                                              ayşe. 

2 yorum:

  1. düşünmeye değer...böyle bir durumu hissedebilecek yüreğe sahip olmak güzel...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yeni gördüm yorumunu.
      düşünmeye, hissetmeye değer..

      Sil