23 Temmuz 2013 Salı

küçük özgürlük avuntusu.





















Dört duvar. Bir ben. Bir sen.
"O"na yer yok hayatımızda.

3. tekiller hep zarar mı verir?
Yıkar mı mutluluk yuvası haline gelen aslında soğuk dört duvarı?

Kafamızı uzatıp nefes alabileceğimiz bir aralık yok mu burada,
illa ki dışarı mı çıkmak lazım bu soğuk duvarlardan ya da yıkmak mı lazım onları?

Eski radyodan Ahmet Kaya sesleniyor şimdi,
sevgi duvarı diye yalnızlığını seviyor, bak.

Sen hiç özlemez misin yalnızlığını,
hep dört duvarla kalınca "biz" olabileceğimizi mi sanıyorsun?

Anlamak lazım, anlaşmak, saygı duymak belki.
Özgür olmak, gözlerini kapatıp kendini boşluğa atarmışçasına özgür olmak.

Ah, ne güzel özgürlük!
Rutubet kokusu olmadan, burnunu acıtmayan özgürlük.
Kuşlarla birlikteymiş gibi, pervasızca.

Kendini özlüyor bazen insan, yoruluyor hayat karmaşasında.
Duvarların arasındaki küçük aralıklarla avunuyor.
Belki benim nefesim için varlar, belki de küçük fareler için.
Ne olursa olsun, bana bir aralık lazım. "küçük özgürlük avuntusu" 

                                                                                                         ayşe.






19 Temmuz 2013 Cuma

en büyük halka.

Dilin farklı söylese de, gözlerinin etrafındaki halkalar her zaman dürüst.
Aldığın her nefeste yiten bir ömür.
Yitirirken de sanki ağaçmışçasına halka oluşturan bir yapı.
Kandırmak hiç kolay değil iç dünyanı,
ki zaten bunu başarırsan halkalar terk eder seni.

En kötü şeydir yalan,
ama kendine söylersen yalanı ve inanabilirsen mutluluk oyununa,
daha yaşanabilir hale gelmez mi üçüncü gezegen?
Bak dünyaya,
milyarlarca yıldır güneşin etrafında dönmekten vazgeçti mi hiç?
En yaşlımız o,
kaç yılın sitemini kime ediyoruz ki?

Halkalar güzeldir.
Kendine söylenen yalanlar da.
Mutluluğa giden her yol güzeldir.
Genç için de, yaşlı için de.

                                                                                                    ayşe.

5 Temmuz 2013 Cuma

elma.

Koşuşturmaca.
Çok eğlenceli olduğu kadar zor da.
Yıpratıcı hatta.
-mış ama. Deneyerek öğrenmek paha biçilemez.
Güneşle birlikte uyanıp dışarı çıktım.
Batışıyla geldim eve.
Aydınlıkta koşuşturdum.
Ama zor.
Hayat da zorlaşıyor gittikçe.

Ben demiştim, büyümek hiç güzel değil hiç.
"Kutu kutu pense, elmamı yerse" bunun anlamını hiç düşünmeden,
Kimle olursa olsun el ele tutuşmak, sorgulamadan eğlenmek ne güzeldi.
Küçüktük ama, ne büyüktü kalplerimiz. (!)

Ben inat ediyorum, sayılar yalan söylemez.
Ruhumu besliyorum her gün sevgiyle.
Küçük kalacağım, bana söz verdim.
Hadi şimdiden başlayım,gelin.
"kutu kutu pense, elmamı yersee..."